30 Eylül 2013 Pazartesi

Nil'in 1. dogum günü pastası


Acele işe şeytan karışır, ben bunu bilir bunu söylerim... Son ana kadar pastayı yetiştiremeyeceğim herhalde diye kara kara düşünüyordum ki pasta olmadan kutlama falan olmaz diye gönlümü ferah tutmaya karar verdim :) Ama o zamana kadar elim ayağım çoktan birbirine karışmıştı, gelsin bir sürü terslik. Aslında pasta ne yazık ki hiç de istediğim gibi olmadı. Nil'in annesi Mine'nin bana gönderdiği bir görsel vardı ve aynısını istiyordu. Fakat ben asla bana gönderilen bir pasta görselinin aynısını yapmaktan hoşlanmıyorum, bu hem pastayı yapıp internete görselini koyana saygısızlık hem de kendi işime.  Neyse, ben kız figürünü bambaşka bir  kız olarak yapmıştım ama pasta yapılmadan önceki gün bundan vazgeçtim, yenisini yaptım, zaman daraldı da daraldı tabii... Fark etmediyseniz ne mutlu ama eminim görünce kızda bir eksiklik hissetmişsinizdir. Yes, kızın bacakları yok :)) Telaşla kızı hafiften sakat bırakmışım. Allahtan kızın elinde sihirli değneği var da bacaklar için bana ihtiyacı olmayacak :)
Bu arada iyi ki doğdun Nil...

23 Eylül 2013 Pazartesi

Ahtapotlu pasta - Ege'nin baby friendly ilk yas günü pastası


Karmaşık duygularla yaptım bu pastayı. Ölüm ve  doğum fazlasıyla birarada, birine çok üzülürken aynı anda diğerine çok seviniyoruz. Hayat bize kendisine tutunmamız için birden fazla neden vermeyi ihmal etmiyor. Sevgili arkadaşım Canan'ın annesi Birsen Teyze'yi kaybetmenin üzüntüsüyle yaptıysam da bu pastayı,  Ege'nin ilk doğum günü pastasına bu hüznü geçirmek istemedim, onun için de capcanlı renkler kullanmak istedim. Umarım ahtapotun sekiz koluyla birden tutunur hep hayata.

Bu, sadece kutlamaya gelecek bebeklerin pastasıydı bu nedenle onlara elma, muz ve çok az da gerçek kahverengi şekerle tatlandırılmış, havuçla besleyici değeri arttırılmış, incecik bir tabaka halinde sürülmüş vanilyalı kremalı küçük bir pasta yaptım.      



Kutlamanın tüm konsepti Ege'nin annesine ait, Başak'ım tüm zevki ve zerafetiyle müthiş bir iş çıkardı, bana da azıcık katkıda bulunmak düştü.

6 Eylül 2013 Cuma

Dügün Pastası


Uykusuz ve yorgunum... İlk düğün pastamı bitirmiş olmanın mutluluğu da üzerimde elbette.
Çiğdem ile çocukluğumuz beraber geçti . Haftasonları onların Bahçeköy'de, Belgrad Ormanı'nın içindeki evlerine gider oksijen manyağı olurduk. Bisiklete binmeyi orada öğrendim. Ihlamurların kokusundan baygın düşmek nedir, mangal nasıl yellendirilir, çalı çırpı nerede nasıl toplanır, neden piknik yapmak sinir bozucu bir şeydir, ormanda tuvalete gitme adabı nedir gibi soruların cevaplarını da onunla beraber geçen çocukluğum sırasında öğrendim.
Neyse, işte gel zaman git zaman Çiğdem büyüdü (tabii ben de:)), evlenmeye karar verdi (tabii ki ben de diyemeyeceğim :), pastasını da bana yaptırmak (evlenme fikrinden daha parlak bir karar:) istedi.


Maketiydi, çiçeği böceğiydi, pastasının keki kreması, eksik sipariş, gecenin üçünde iki yeni pasta derken bu macera bitivermiş. Düğünde göbek atacak halim bile kalmamıştı.
Pasta keserlerken beni de yanlarına alarak bir düğün klasiğini yerle bir eden Çiğdem ve Seyfettin'e teşekkür ediyorum :) Düğün pastasından önce damat bir çatal aldı, sonra bana yedirdi, ben de geline yedirdim... Şaka değil gerçek :)) İkisine de mutluluklar diliyorum...

Special design for Bonbon Butik Pasta by GeCe